Sürdürülebilirlik, günden güne markaların ve şirketlerin amaçları arasına giren ve sıklıkla karşımıza çıkan bir terim olmaya devam ediyor. Özellikle çevre kirliliği, iklim krizi gibi gerçekliklerin görünürlüğünün artması ile birlikte “Dünyaya verilen zararı nasıl giderebiliriz?” veya “Bu zararın bir parçası olmak istemiyorum.” diye düşünen oluşumların ve kişilerin sayısı artıyor. Bu endişelere ise basit bir çözüm var: Evde sıklıkla kullandığımız toksik kimyasallar içeren kozmetik ürünlerin yerine sürdürülebilir kozmetik ürünlerini tercih edebiliriz.
İhtiyacımız olan ürünlere ya da kullanmaya alıştığımız ürünlere alternatif olarak ekolojik, doğaya zarar vermeyen, hayvanlar üzerinde deney yapmayan, karbon ayak izini düşüren ürünlere yönelen tüketicilerin sayısı da artıyor. Bu gibi kaygılara sahip tüketicilerin ürün araştırmaya başladığında karşısına sıklıkla “sürdürülebilirlik” kavramı çıkıyor. Biz de bu yazımızda Otama Kırkpınar olarak, doğaya ve dünyada birlikte yaşadığımız canlılara olan saygımızla ürettiğimiz ürünlerimizin nasıl sürdürülebilir kozmetik ürünleri olduğunu anlatacağız.
Sürdürülebilir Kozmetik Üretimi
Sürdürülebilir kozmetik için yasal veya standart bir tanım yoktur. Sürdürülebilirlik etiketleri ya da beyanlarının evrensel olarak net bir tanımının olmaması bazı sorunlar yaratabilir. Bir şirket için “sürdürülebilir” olan, başka bir şirket için olmayabilir. Dolayısıyla ürünleri satın alırken şirketlerin sürdürülebilirlik iddialarıyla ne kastettiklerini öğrenmemiz gerekir.
Bir şirket için sürdürülebilirlik tek kullanımlık plastik ambalajları kullanıma son vermek olabilirken, bazı şirketler kendilerini, geri dönüştürülebilir ambalajlar kullandıkları için sürdürülebilir olarak tanımlayabilir. Başka bir şirket için de tüm tedarik zincirleri boyunca açığa çıkardıkları karbon emisyonlarını azaltmaya çalışmak sürdürülebilir olduklarını söylemek için yeterlidir. Peki bütün bunları göz önüne alıp çalışanlarına adil ücret ödemeyen veya hayvanlar üzerinde deney yapan bir firma gerçekten sürdürülebilir midir?
Etiketin Sınırsız Kullanım Sorunu
Bir markanın ya da ürünlerinin “sürdürülebilir” olarak tanımlanması öznel olmakla birlikte; şirketin büyüklüğüne, hammadde kullanımına, ürünlerine, üretimine, dağıtımına ve diğer pek çok faktöre bağlıdır.
Sürdürülebilir kozmetik ürünleri üreten markalar ürünlerinin doğal içeriklerden oluştuğu iddiasında bulunabilir. Peki bu doğal içerikler üretilirken pestisit (tarım zehri) kullanılmış mıdır? Ürünler tüketiciyle buluşmadan önce test edilirken hayvanlar üzerinde mi test edilmiştir? Ürünlerden herhangi biri için bir canlı öldürülmüş ya da hayvanlardan elde edilen bileşenler ürün içeriğine eklenmiş midir? Şirket, üretim yapmak için bir taşeron ile mi anlaşmıştır? Üreticilerin adil ücret alarak sağlıklı koşullarda üretim yaptıkları kanıtlanabilir mi? Bunlar, markaların sürdürülebilir üretim yaptıklarını belirten beyanlarına karşılık cevap verebilmeleri gereken sorulardır.
Artık neredeyse her markanın sayfalarında “sürdürülebilir” olduklarını söyleyebilmeleri ve bu etiketi kullanmaları beraberinde üretici ile tüketici arasında bir güven sorunu da yaratmaktadır.
Ürünlerin sürdürülebilirliği ile ilgili soracak çok soru olsa da başlıca odaklanabileceğimiz sorular bunlar olabilir:
- Hammadde içerikleri doğaya zararlı mı?
- Çevreye duyarlı ambalaja sahip mi?
- Sürdürülebilir üretim uygulamalarını kullanıyor mu?
- Etik ve sorumlu içerik ve tedarik politikaları var mı?
- Çalışanlarına adil ücret ödüyor mu?
- Dağıtım aşamalarında karbon salımını önemsiyor mu?
- Hayvanlar üzerinde test ediliyor mu ve hayvansal içerik barındırıyor mu?
Dükkanımızda yer alan ürünlerimizi incelemek için buraya tıklayabilirsiniz: Otama Kırkpınar Dükkan
