Sizi kim denetliyor?

Kendiniz ve aileniz için sağlıklı gıdaların ve zararsız kozmetiklerin peşine düşeli ne kadar zaman oldu? Ya da belki ailede biri hastalanınca, bir bebek aileye girince apar topar bu telaştı temiz ürün harekatı başlattınız. Peki bir üreticinin ürettiği ürünlerin güvenilir olup olmadığını nasıl teyit ediyorsunuz?

Mesela bir fıstık ezmesi üreticisine “Tarım ve Orman Bakanlığı onayınız var mı?” diye ya da butik bir sabuncuya “Sağlık Bakanlığı Onayınız var mı?” diye sordunuz mu hiç? Ya da belki sormak istediniz bir şeyler ama ne soracağınızı bile bilemediniz değil mi?

“Bakanlık onayınız var mı?” gibi sorular içerisinde pek çok problemi barındırır. Bu yazıda neden bu sorunun cevabının oldukça karmaşık olduğunu elimizden geldiğince anlatmaya çalışacağız.

Sağlık Bakanlığı Onayınız var mı?

Diyelim bu soru bize geldi, biz de “Evet, var” dedik. Sadece biz “var” dedik diye buna inanılması, şartsız kabul edilişi ve sadece bu söylemden yola çıkarak ürünlerin satın alınması büyük bir sorun. Çünkü bu soruyu sorduğunuzda gelen cevaba inanmak zorunlu hale gelmiş oluyor.

Yani bu soru tarzı, “Sağlık Bakanlığı onayımız var” söylemini ispatlamak için gösterilecek belgeyi teyit edecek kapasite veya altyapıya sahip olunmayan bir soru tarzı. Eğer böyle bir iddiada bulunan işletmenin verdiği cevabı teyit edecek yollara sahip değilseniz ne yazık ki sorunun cevabını alsanız da almasanız da doğru bir cevap elde etmiş olmayacaksınız.

Diğer bir taraftan bu soruyu soran kişilerin başka çaresi de yok gibi gözüküyor. Bu bilgiyi teyit edecek zamanı olmayabilir. Küçük, yerel üreticinin ürününü kullanıp kullanmama kararını verebilmesi için elindeki tek kıymetli bilgi şu: Kozmetik imalatının Sağlık Bakanlığı tarafından denetliyor olup olmadığı.

Kozmetik Üreticisi için Sistem Nasıl İşliyor?

Yerel üretici için sistemde nasıl süreçlerin izlendiğine dair oldukça karmaşık olan prosedürü size aşağıdaki şekliyle özetlemeye çalıştık.

  • Bir kozmetik imalatı sonucunda üretilmiş ürünlerin piyasaya sürülmesi için beş farklı bakanlık ile işlem yapılması gerekir. İçerik ile ilgili bir işlem, vergi ile ilgili ayrı bir işlem, ürünün ne ile ilgili olduğu hakkında bambaşka bir işlem yapılır.
  • Bir ürünü Sağlık Bakanlığı hiçbir zaman onaylamaz. Yalnızca o ürünün bildirimi yapılılır ve ardından piyasaya üretici tarafından sürülür. Yönetmeliğe uygun şartlarda üretim yapılması ve ürünün güvenlik dosyası ve analizlerini hazırlamak üreticinin sorumluluğunda. 
  • İmalat yerlerine düzenli denetim yapılmıyor, çünkü bakanlığın böyle bir kapasitesi olması mümkün değil ve bu durum her ülkede böyle. Satıcı/üretici sayısına yetişmek mümkün değil. Yaptırımlar var ve küçük ya da büyük bütün üreticiler herkes bu yaptırımlara uygun şekilde üretim zorunda. 
  • 5 bakanlığın bir kozmetik üründe söz hakkı olması bu ürünün sağlıklı olduğuna dair hiçbir kanıt içermez, yalnızca yasal altyapıya uygun olduğunu gösterir. Örneğin market raflarındaki endüstriyel kozmetikler bakanlık bildirimlidir. Yasal hiçbir izni olmayan küçük üreticiler tarafından üretilen kozmetiklere hijyen ve içerik açısından güvenmeyebilirsiniz. Ancak petrolden bebek yağları, yapay aromalı şampuanlar, “paraben yok” diyen ancak başka pek çok zararlı kimyasal içeren mendiller, şampuanlar, cilt bakım ürünleri bakanlık bildirimli ve tamamen yasal bir şekilde satıştadır.
  • Sağlık Bakanlığı’nın sağladığı EU tabanlı altyapı kozmetikte belli bir üretim standardı sağlamayı şart koşuyor. Daha evvel bunun gerekli ve faydalı olduğu ile ilgili yazılarımız oldu. Asıl sorun bizim de laboratuvarımızda kurmuş olduğumuz bu altyapının insana, çevreye ve canlılara zararsız ürünler ürettiğimizi garanti edemeyeceği.

Global Dünyada Yerel Üretici Olmak

Evet artık 8 milyar insan aynı evde yaşıyoruz ve herkese gerçek lavantanın yağından, gerçek zeytinyağından sabun yapabilme, kremleri cam kavanoza koyabilme limitini çoktan aştık. Herkes kendini ya da bebeğini korumanın anksiyetesi içinde oradan oraya koşturup güvensizlik ve hayalkırıklığının yarattığı öfke içinde duvarlara çarpıp duruyor. İşiniz, işimiz zor. İnsanlar güvendikleri, doğal içeriklerle, zararlı kimyasallar ve sentetik hammaddeler kullanmadan üretim yapan markaları kendileri bulmak ve onlara güvenmek zorunda.  

Biz sadece böyle olması gerektiğine inandığımız için, kimse bizden istemediği halde temiz tohum çoğaltıp yağını ISO (9001, 14001, 22716) belgeli laboratuvarımızda işliyoruz. Tüm belgeler ücretine mukabil alınabildiği için bağımsız denetçilerle çalışıp kendimizi denetlettiriyoruz, TURKAK akreditasyonu ile ilerliyoruz.

Kalite düşmesin diye ölçeğimizi sabit tutuyoruz, büyümeye direniyoruz. Bu kadar küçük metrekarede 4 çalışanı olan bir kozmetik firması için tüm bu kuralları layıkı ile yerine getirmek aslında bakanlığın şartlarının ön kabulünü yaptığımızı ve ötesine geçtiğimizi gösteriyor. Ulaşılabilir olmak için kârı en düşükte tutup ara ara yok olma tehlikesi ile yüzleşiyoruz.

Otama Kırkpınar olarak özel şirket sahibi miyiz, yoksa amme hizmeti veren bir amelelik mi yapıyoruz bazen ayırdına varamıyoruz. Organik, vegan, helal sertifikaları almıyoruz çünkü bunların mümkünatının teoride olsa da pratikte olamayacağının farkındayız. Onayınız var mı sorularına ise artık “yok” cevabını veriyoruz.

Dükkana gitmek ve tüm ürünlerimizi görmek için buraya tıklayabilirsiniz: Otama Kırkpınar Dükkan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapat
Kapat
Giriş Yap
Kapat
Sepet (0)

Sepetinizde ürün bulunmuyor. Sepetinizde ürün bulunmuyor.



Language