Yeni bir iş kuran ya da işini geliştirirken sürdürülebilir kılmak isteyen; iş birlikleri ile verimliliği artırırken sosyal ve toplumsal fayda üretmeyi de önemseyenler için, yapılanma, strateji ve güçlendirmeye yönelik çözüm ortaklığı yapan bir oluşum var: Gürce Sosyal Etki.
İklim krizi ile birlikte firmaların, tüketim kültürünün ve tüketicilerle birlikte üreticilerin de sürdürülebilirlik hedefleriyle dönüşüme girdiklerine şahit oluyoruz. Yeni kurulan şirketlerin veya var olan şirketini dönüştürmek isteyenlerin hedef kitleleri doğrultusunda kendilerine uygulanabilir, sürdürülebilir ve tüketicilerin ihtiyacını karşılarken ekosisteme fayda sağlayacak şekilde strateji geliştirmeleri mümkün. Bunu yaparken nerden başlayacağını ve nasıl bir yol izleyeceğini bilemeyenler için de Gürce Sosyal Etki, Sanat ve Sosyal İnovasyon Danışmanı; Sosyal Fayda ve Sosyal Etki Tasarım Danışmanı; Çevre Mühendisi Danışmanı; İletişim Danışmanı ve Sosyal Etki İzleme – Değerlendirme Uzmanı gibi farklı alanlarda yardımcı olmak için kurulan bir sosyal girişim.
Biz de Otama olarak, sürdürülebilir bir yaşam için gündelik yaşamda ihtiyacımız olan ürünlerin ekolojik, doğal, atıksız ve vegan alternatiflerini sizlere ulaştırmaya çalışan küçük ve yerel üretici olarak Gürce Sosyal Etki ile röportaj yaptık. Bu röportajda, bireysel sosyal etkimizin ne olduğundan, sürdürülebilirlikten, adil ticaret ve etik üretim-tüketim süreçlerinden konuştuk.
Gürce Sosyal Etki ile Otama’nın Adil ve Etik Üretimini Konuştuk
Otama’yı kurarken aslında hiç aklımızda olmayan kozmetik ürün üretme veya sosyal etki yaratma gibi süreçleri, içine girdikçe kendiliğinden oluşan bir şekilde deneyimlemiş olduk. Doğaya saygılı ve doğadan kopuk değil de onun bir parçası olduğumuz düşüncesinden hareketle çıktığımız yolculukta, Otama’nın da kendimiz gibi bir markaya dönüşme sürecine şahit olduk.
Canlı yayında konuşurken Otama’ya gelen ilk soru, tedarik zinciri ile ilgiliydi. Otama’nın bir ürününü satın aldığımızda Otama tedarik zincirinde kimleri etkilediğimizi, hangi yaşamlara dokunduğumuzu konuştuk. Kullandığımız ürünle yalnızca kendimizi değil, ardında görmediğimiz pek çok kişiyle birlikte doğal yaşam alanlarını ve oralarda hayata tutunmaya çalışan insan dışındaki hayvanları da etkilediğimizin farkında olmak gerekiyor.
Kendi hayatlarımızda dönüşüme başlamadan, etrafımızdaki şeylerin dönüşmesini bekleyemeyiz. Bu doğrultuda, Otama olarak attığımız adımlarla, mahalledeki üretim noktamızın mahalleliyi de içine katarak geliştiğine şahit oluyoruz. Evlerindeki atık olacak kızartma yağlarını ve kullanıp içi boşalan cam kavanozlarını Otama’ya getiren mahalleli de ekolojik üretim sürecine katkı sağlıyor. Böylece içeriğini bildikleri, kendilerine iyi gelen ve toksik kimyasallar barındırmayan atıksız vegan kozmetik ürünlere kolay bir şekilde ulaşabiliyorlar.
Otama’nın ürettiği ürünleri satın alan ve kendi yaşamında sosyal bir değişim yaparak ekolojik ürünlere yönelenler sayesinde; Otama’nın diş macununu üretmek için gerekli hammaddelerden biri olan susamı üreten yerli bir çiftçinin tarıma devam etmesi de sağlanmış oluyor. Bir sonraki yıl da tohumu ekip biçen çiftçi, Otama’nın hammadde tedarikçilerinden biri olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Otama’nın çeşitli kurumlarla yaptığı diğer röportajlara da buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
