Doğal kozmetik ürünler kullanan kullanıcıların kafasındaki en büyük soru işaretlerinden biri “Bu ürünün kullanım ömrü doldu mu? Acaba bozulmuş mudur?“ oluyor. Biz de Otama Kırkpınar kullanıcılarından bu soruyu sık sık alıyoruz.
Bu soruyu sormakta haksız da sayılmazsınız. Zira piyasada içine onlarca koruyucu, sentetik kimyasallar koyulup yıllarca dolaplarınızda duran ürünleri kullandıktan sonra akıllara ilk kullanım ömrü meselesi geliyor.
Otama Kırkpınar olarak ürünlerimize zararlı kimyasallar sokmuyor, zehirli koruyucular koymuyoruz. Zehirsiz tohumlardan sıktığımız yağlarla ürettiğimiz ürünlerin elbette ki bir kullanım ömrü var. Üretim tarihini ve “şu tarihten önce tüketirseniz harika olur” tarihini plastiksiz ürünlerimizin ambalajlarında görebilirsiniz.
Doğal Kozmetik Ürünümü Alalı Bir Yılı Geçti
Otama Kırkpınar ürünlerinden alıp “Alalı bir yılı geçti, dibi kaldı, kullanabilir miyim?” diye meraklanıp bize ulaşanlar için bu yazımızda bütün detayları anlatacağız. Neredeyse her gün mesaj kutumuza gelen bir soru bu ve belli ki kenarlarda, dolap diplerinde unutulmuş bir sürü Otama Kırkpınar ürünü söz konusu…
Piyasada her bir işlevi yerine getirmek adına üretilen tonlarca ürün var. Muhtemelen bu ürünleri ya kendimiz görerek satın alıyoruz ya da etrafımızdaki insanlar bize bu ürünleri öneriyor. Biz de kaşıma iyi gelecek, saçımı güzel gösterecek, cildimi pasparlak yapacak diyerek satın alıyoruz.
Öncelikle elimizde ne var, hangi ürünler ihtiyacımız, hangi ürünler fazlalık; neyi kullanıyoruz neyi kullanmıyoruz bir bakmamız lazım. Yavaş yavaş yalnızca ihtiyacımız kadar ürün alıp verimli kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Sektörün bize sunduğu kaş için ayrı, kirpik için ayrı, makyaj öncesi, makyaj sonrası derken bir sürü ürünün dolaplarda ömrünü doldurup gitmesi bizi rahatsız etse iyi olur. Zaten içinde koruyucu var diye kozmetikleri bir ömür kullanabilirim düşüncesi de evimizdeki rafları dolduran yeni istifçiliklere itmemeli bizi.
Peki Otama Kırkpınarlar Bozulur Mu?
Otama Kırkpınar ürünlerini üretirken sizi doğal kozmetik ile buluşturmayı amaçlıyoruz. Doğal derken bitkisel, zehirsiz, zararlı kimyasal içermeyen, tohumlarını kimin ürettiğini bildiğimiz, hammaddesini ellerimizle ürettiğimiz ürünlerden bahsediyoruz.
Otama Kırkpınar ürünleri bitkisel yağ bazlı karışımlardan hazırlanıyor. Yağ bazlı ürünlerde de mikrobiyal üreme olmuyor. Bu durumu anlayabilmek için en iyi örnek bal ve zeytinyağıdır, çünkü bu iki ürün de küflenmez.
Öyle ki merhemlerde Sağlık Bakanlığı da mikrobiyal analiz istemiyor. Ancak sabit yağlar da killerle, balmumları ile (ki ürünlerimiz vegan olduğu için balmumu kullanmıyoruz) karıştığında, ısıtıldığında, ambalaj içine girdiğinde oksitlenme ihtimali artabiliyor.
Biz Otama Kırkpınar olarak, bu durumu geciktirmek için E vitamini kullanıyoruz; ama siz yine de 1 yılını dolduran ürünü kullanmamalısınız.
Su Bazlı Karışım Olan Doğal Bakım Ürünleri
Doğal bakım ürünleri eğer kil karışımları ve hidrolatlı ya da su bazlı karışımlardan üretiliyor ise üretiminden itibaren 24 saat içinde bakterilerin beslenme yeri haline gelebiliyor. Bu yüzden koruyucu kullanmak, killeri ve ambalajları sterilize etmek şart!
Şimdilerde insana ve çevreye zararı olmayan sentetik/organik bir çok koruyucu piyasada yerini almaya başladı. Biz de hem toniklerde, gargaralarda, hem de katı şampuanda organik bitki temelli koruyucular kullanıyoruz. Tabii bu koruyucuları yalnızca kullanmak yetmiyor, işe yarayıp yaramadığının analizlerle ispatlanması gerekiyor. Ürün güvenlik dosyaları da tam olarak bu aşamada devreye giriyor.
Su bazlı kremler konusuna da bir açıklık getirmek gerekirse; hava almadan pompalayan ambalajlar en güzeli ama hepsi tamamen düşük kalite, muhtemelen ürüne geçiş yapan plastikten oluşuyor. Sonrasında sağlıklı sterilize edilemeyeceğinden atık olmak kaderleri. Kavanoza ise her parmağımızı daldırdığımızda içine yüzlerce görünmeyen canlı konduruyoruz. Dolayısıyla ürünlerin içine elimizi daldırmak yerine temiz bir kaşık/çubuk kullanarak serin yerde muhafaza ederek çabucak bitirmek en güzeli.
Sonuç: 12 yıl önce aşırı pahalıya aldığım rujumu kullanabilir miyim?
Hayır. Su bazlı olmasa da, kokusu değişmemiş olsa da (çünkü sentetik) zaman içinde maruz kaldığı hava, nem ve ciltle temas o ruju mikrop yuvası haline getirmiştir.
“E sürüyorum bir şey olmuyor ki…” dediğinizi duyar gibiyiz. Verilmiş sadakanız varmış ama kullanmaya devam ettiğinizde hala bir şey olmayacağını iddia edemeyiz. 🙂
Taze taze üretip size yolladığımız Otama Kırkpınar ürünlerini incelemek için buraya tıklayın.
